Ana içeriğe doğrudan atla

bizim tarihimiz

Dergi

11 Ekim 2024

Bir aile işi

Alain Coumont fırıncılığın güzelliğini henüz küçük bir çocukken öğrendi. Tezgâha uzanamayacak kadar küçük olan teyzesi Simone, Alain'in ekmek hamuru yapmasını izleyebilmesi için üzerine çıkması için bir sandalye çekerdi. Pazar günleri sadece somun ve boules değil, bir düzine tart da pişirirlerdi. Mutluluk pişirme zevki, geçmişinin mirasına kadar uzanıyor. Alain'in annesinin ailesi Belçika'da Liège yakınlarında bir restorana sahipti ve babası şef olarak eğitim almıştı. Alain, babasının Belçika'nın Namur kentinde gittiği otelcilik okulunda bile eğitim görmüş. Kendi yolunu çizme zamanı gelene kadar onların ayak izlerini takip etti.

Bölüm 1

bizim tarihimiz

Mükemmel şekilde kusurlu

Brüksel'de genç bir şef olan Alain, çocukluk ideallerine uygun ekmek aradı, tattı ve buldu. Elleri boş dönmek belki de en büyük şanstı, çünkü Alain gençliğinin rustik ekmeğine duyduğu özlemi gidermenin tek yolunun onu hafızasından yeniden yaratmak olduğunu fark etti. Ve böylece, Le Pain Quotidien onun tanıdık olanı tatma arayışından doğdu.

Bölüm 2

bizim tarihimiz

16 Rue Dansaert, Bruxelles

Alain Coumont fırınını açmaya karar verdiğinde bir isim bulması gerekiyordu. Babasının “moi, ce n'est pas mon pain quotidien!” yani “bu benim günlük ekmeğim değil” diye haykırdığı bir anısını hatırladı. Alain, fırınının kapısının üzerine asacağı sözcükler için daha fazla aramaya gerek olmadığını biliyordu. Le Pain Quotidien'e hoş geldiniz, “günlük ekmek”, geçmişin bugünle buluştuğu ve geleceğin bugün olduğu yer.


İlk Le Pain Quotidien 1990 yılında Brüksel'de açıldı ve birkaç ay içinde hepsi de Alain'in büyüdüğü klasik, rustik somunları sunan 10 yer daha açıldı. Yedi yıl sonra, Alain'in Amerika Birleşik Devletleri'nde açılma hayali New York'taki Madison Avenue'de açılan bir amiral gemisi fırınla gerçekleşti ve şimdi, taze pişmiş, geleneksel olarak yapılan ekmek vizyonu, dünya çapında 250'tan fazla Le Pain Quotidien lokasyonunda komşular ve arkadaşlar için bir gelenek haline geldi.

Okumaya devam et.

Avrupa ekmeği gerçekten daha mı iyi?

Yurtdışına seyahat eden Amerikalılar sıkça şöyle der: “Avrupa’daki ekmek gerçekten daha iyi!” New York Times’ın yakın tarihli bir yazısı, neden Paris veya Roma’da baget, kruvasan ya da pizza yerken hiç rahatsızlık hissetmemelerine rağmen, evde sandviç ekmeğiyle şişkinlik veya yorgunluk yaşadıklarını sorguluyor. Bu ekmek farkının gerçek nedenleri var ve Le Pain Quotidien’in yaklaşımı bu bulguları her gün uyguluyor.

Makaleyi oku

Ekmekte aslında ne var?

Biliyor musunuz? Biz biliyoruz! Le Pain Quotidien’de sadece organik un, su, tuz ve bolca zamanla pişiriyoruz — başka hiçbir şey yok. Kısayollar, katkı maddeleri veya gizemli malzemeler yok. Sadece öz, özenle hazırlanmış malzemeler. Ne yazık ki her yerde böyle değil. Bugün birçok fırında, basit görünen bir somun aslında endüstriyel içeriklerle dolu: hamur düzenleyiciler, koruyucular, ilave şeker, adını duymadığınız enzimler ve doğallıktan uzak unlar. Tüm bunlar hız ve raf ömrü adına yapılıyor. Ekmek yalnızca temel bir gıda değil — sadelik ve dürüstlükle şekillenen günlük bir ritüeldir. Sadece su, un, tuz ve zamanla yapılan her somun, sabırlı bir zanaatkarlığın ve temiz beslenmeye olan sarsılmaz bağlılığın ürünüdür. Bu bağlılık, ekmeğimizin her lokmasında gerçek bir fark yaratır. Peki, bizim ekmeğimizi farklı kılan nedir? Sadece içine koyduklarımız değil — ayrıca bilerek dışarıda bıraktıklarımızdır.

Makaleyi oku

Lütfen acele etmeyin.

Evinize hoş geldiniz

Le Pain Quotidien, ‘günlük ekmek’ anlamına gelir. Ve bizim için bu, her şey demektir. Bu sadece bir besin kaynağı değil; bir yaşam tarzıdır. Ekmeklerimiz fırından sıcak ve mis kokulu bir şekilde çıktığında, dostlarımız bir araya gelir ve ekmek kırma geleneği başlar ve bu paylaşmanın, sohbetin ve birlikte olmanın en doğal halidir.

Basit. Taze. Dürüst.

Yemeklerimiz

Menümüz her gün taze olarak hazırlanan doğal, dürüst malzemeleri kutluyor. Ve tüm bunların kalbinde, her şeyi bir araya getiren ekmek yer alıyor.